Atilla Ünsal'dan sürükleyici bir tarihsel roman: Sultab Bayezid-i Veli Han'ın namdar kemankeşleri, Bursalı Şüca ile Tozkoparan İskender'in amansız ve hazin sergüzeşti:
1510 yılının baharı. Şiirin ve okçuluğun bir tutku olarak yaşandığı Konstantiniye. Namdar bir okçunun, Bursalı Şüca’nın payitahta gelişiyle başlar hikâye. Surlardan içeri adım atar atmaz da kaderini değiştirecek hatun kişiyle tanışır. Saray haremine mücevher satan Sefarad kızı Leila ile. Ve hayatında ilk defa bir yerde kök salmak ister Şüca. Ok Meydanı’ndaki en dişli rakibi ise Tozkoparan İskender’dir. Düşmanlıkla başlayan çekişme, sahici bir dostluğa doğru evrilirken, kaba saba İskender’in asıl büyük imtihanı aşkla olacaktır. Hatunların okuma yazmasının bile makbul olmadığı bir dönemde, bir şaireye kaptırır gönlünü. Şiirlerini II. Bayezid’e sunabilmek için, erkek kılığına girmeye cüret edecek kadar gözü kara olan Esme’ye...